Dünyamızın %71’i sularla çevrili ancak dünyadaki suyun %97’si tuzlu su. Diğer bir deyişle yalnızca %3’ü temiz su kaynakları sınıfına giriyor. Üstelik bu suyun da yalnızca %0.5’i yani binde beşi içilmeye uygun nitelik taşıyor. Kalan temiz su kaynakları buzullara, atmosfere, toprağa ve yer altına dağılmış durumda. Dünya nüfusunun giderek arttığı gerçeği de göz önünde bulundurulduğunda sahip olduğumuz doğal su kaynaklarının ihtiyaçları karşılama noktasında yetersiz kalma ihtimali, artık yalnızca bir ihtimal değil.
Su kaynaklarının korunmasının önemi aşağıda maddeler halinde sıralanmıştır.
Sahip olduğumuz doğal su kaynaklarının korunması adına herkesin üzerine düşen görevleri uygulaması ve su israfını sona erdirmesi gerekiyor. Bu gereklilik “bireysel su tasarrufu nasıl yapılır?” sorusunun yanıtlarının bilinmesi ihtiyacını ortaya çıkarıyor.
Bireysel bazda uygulanabilecek su tasarruf yöntemleri oldukça çeşitlidir. Herkesin günlük hayatta uygulayabileceği ve su kaynaklarının korunmasına katkı sunabilecek öneriler şu şekilde sıralanabilir:
Su tasarrufu yapmanın ilk adımı su israfının engellemesidir. Gün içerisinde gereksiz yere açık bırakılan musluklar geri döndürülmesi mümkün olmayan su kayıplarına yol açabilir. Yalnızca 1 dakikada 6 litre su tasarrufu yapmak adına diş fırçalarken musluğu kapatmak dahi yeterlidir. Bu noktada sızdıran muslukların tamir edilmesini sağlamak ihmal edilmemelidir. Böylece 60 litre temiz su kanalizasyona gitmekten kurtarılarak kullanım devamlılığı sağlanabilir.
Sebzelerin ve/veya meyvelerin su dolu bir kapta yıkanması tasarruf edilen litrelerce su anlamına gelir. Yiyeceklerin haşlanması gerektiğinde de çeşitli su tasarrufu yöntemleri devreye sokulabilir. Haşlama yerine buharda pişirme yöntemlerinin tercih edilmesi hem su kullanma gereksinimini ortadan kaldırır hem de yiyeceklerin besin değerlerinin korunmasına katkı sağlar.
Tahıl, meyve ve sebze dahil olmak üzere tüm yiyeceklerin üretiminde su kullanılır. Üstelik yiyecek üretiminde kullanılan suyun miktarının azımsanmaması önemlidir. İhtiyaçtan fazla gıda alınması ve gıdaların tüketilmek yerine çöpe atılması engellenmesi mümkün su israfının önlenememesine yol açabilir.
Elde bulaşık yıkamak büyük bir su israfına neden olur. Bulaşık yıkarken musluğun gereksiz yere açık kalması bir yana bulaşık makinelerinin enerji ve su kullanımı özelinde tasarruf sağlaması kullanımlarının önemini artırır. Nitekim su tasarruf yöntemleri arasında en kolay uygulanabilen ve en etkililerden biri de bulaşık makinesinin kullanımıdır. Bulaşık makinesinin tam dolmadan çalıştırılmaması da dikkat edilmesi gerekenler arasındadır.
Su ısıtıcılar ya da geleneksel mutfak gereçleri kullanılarak su ısıtıldığında ihtiyaçlar doğrultusunda hareket edilmelidir. İhtiyaçtan fazla su ısıtılması enerji israfına neden olur. Enerji israfı da su israfı ile doğal bir bağlantıya sahiptir.
Bireysel olarak uygulanabilecek su tasarrufu yöntemleri arasında çamaşırları biriktirip yıkamak da vardır. Enerji tasarrufu sunan çamaşır makineleri tamamen dolmadan çalıştırıldığında su israfı kaçınılmaz hale gelir.
Tüm bu önerilerin ortak özelliği hayata kolaylıkla geçirilebilmeleri ve yüksek verimlilik sunmalarıdır. Önemsiz olduğu düşünülen bir tedbir, daha çok birey tarafından alındığı takdirde muazzam bir tasarruf anlamına gelebilir.
Su tasarrufu ile ilgili örnekler incelendiğinde tasarrufun mevcut su kaynaklarının korunması ile başladığı sonucuna varılabilir. Su kaynaklarının korunması için alınması gereken önlemler mümkün olduğunca geniş bir perspektiften değerlendirilmelidir. Dünya Sağlık Örgütü açıklamaları da bu söylemleri destekler niteliktedir. 2025 yılına kadar dünya nüfusunun neredeyse yarısının su kıtlığı olan bölgelerde yaşayacağı öngörülmektedir. Bu öngörü su kaynaklarının korunmasına yönelik çözüm önerileri önemini artırmaktadır.
